Sabah Karakorum’un sırtlarından uzaklaşmadan önce petrol alındı. Üç kişiye düşen ekibimizle rotamız Ongiin Göl Nehri kenarındaki Ongin Khiid Manastırı. Buraya gelmeden önce bomboş bozkırın bir düzlüğünde bir eve geldik. Evet bu bir yarı prefabrik, yarı tuğla bir evdi. Bu gece için bu iki odalı evde kalacaktık. İçeri girdiğimizde 100 yaşında yaşlı bir amca, onun kızı ve torunları, torunlarının çocukları, büyük bir aileye senbeno dedik.
Evin sahibi olan torun, usta bir avcı imiş. Birçok gazel ve ibeks boynuzu evin etrafindaydı. Avlanmak için gelen turistlere rehberlik yapan bu beyin evi de oldukça sofistikeydi. Binlerce dolar ödeyip ava gelen Amerikalı turistler için yanda bir barakada jakuzili duş yaptırmış.
O gece rehberimiz, kaptanımız ben ve Hollandalı çift, iki divanlı bir odada, kimimiz yer yatağında, aile ise diğer odada yatmıştık. Onca kişi, nasıl sığmıştı o küçücük odaya onu da bilmiyorum.
Sabah kahvaltıdan sonra yine yollara düşmüştük. Yarım saat süren yolculuktan sonra Ongiin Khid Manastırı’na geldik. Etrafında 10 gerli ıssız kapalı olan bir turist kampı vardı. Manastır ve etrafındaki binaların hepsi yıkık dökük, tarihten kalan az bir iziyle bir yamaçta kuru dereye karsı kurulmuş. Zamanında binlerce lamaya evsahibi imiş. Derenin öte yanındaki düzlükte geniş bir alanda binaların tek tük yıkıntıları var.
Burada ben ve Hollandalı arkadaşlar uzunca bir süre bu binaların arasında kaybolduk. Düzlüğe inip yürüdük. Düzlükte bir iki ger vardı. Birisinin kapısındaki keçileri karelerken, bir baba- oğul çıkıverdi ‘senbeno’laştık.
Öğlen yemek molamızdan önce bozkırlarda ilerlerken, kaptanımızın bir tanıdığını ziyarete gittik. İki çocuklu genç bir çiftin geri idi. Bize çay sundular. Bir ara yerdeki muşamba ve halıyı bir tarafa katlayıp yerden bir tahta kapak açtı. bu gerin altinda kazili kiler dolaplariymis meger, kucuk bir magara yani, oradan Bize yazın şehirlerden aldıkları sebzelerden hazırlamış olduğu konserve turşularından çıkarıp sundu. Gobi yazları çok sıcak, kışları çok soğuk oluyor. Bu küçük yer, kilerleri yiyeceklerini sıcaktan ve donmaktan korumayabilmek için mukemmel bir fikir.
Bozkırlarda yemek molamızdan sonra, Gurvan Saikhan National Park sınırlarındakı Flaming Cliffs diye adlandırılmış bölgeye Bayanzag’a vardık. Dinazor yumurtaları ve iskeletleri çıkarılmış topraklardaydık. O akşam ki ailemizin geride hemen bu torağımsı kayalıklırın eteğindeydi.
Bu ailenin daha çok deve sürüleri vardı. O akşamüstü çaya konacak sütü sağmalarını izledim. Akmam da gerde iki minik çocuklarının oynayışını. O gün hasta olma sırası Marijn’deydi. Midesi pek iyi değildi. Ateşi vardı. Yemeğe katılmadan bize ayrılan gerde uyumuştu. Elize ve ben yemekten sonra kitaplarımıza dalıp uyuduk.
You may also like
-
26 Oca
Buzlu Kanyonda Yürüsek, İbeks Görsek, Koyun Kessek
Moğolistan / Mel Melahat ÖzşimşekUzun bir zaman diliminden sonra (araya bir Güney Asya seyahati bile girdi) Gobi günlügümün notlarını ...
-
24 Oca
Dinazor Topraklarında
Moğolistan / Mel Melahat ÖzşimşekSabah Karakorum’un sırtlarından uzaklaşmadan önce petrol alındı. Üç kişiye düşen ekibimizle rotamız Ongiin Göl Nehri ...
-
19 Oca
Cengiz Kaan’nın Çocukları
Moğolistan / Mel Melahat ÖzşimşekOrta Asya’nın bir parçası var ki, bu topraklarda sükûneti, huzuru, hayatın nimetlerine şükretmemek ve zamanın ...
-
23 Oca
Karakorum, Uygurların, Goktürklerin Ayak İzlerinde
Moğolistan / Mel Melahat ÖzşimşekBir önceki akşam içtiğimiz kımızdan, votkadan olsa gerek sabah uyku tulumumdan çıkmak istemedim, arkadaşlarım; -Hadi ...