Uluabat Gölü kıyısındaki en şirin yerlerden biri eski adıyla Apolyont şimdiki adıyla Gölyazı. Bursa’ya yaklaşık 35 km uzaklıkta ve ulaşım da oldukça kolay. Özel arabanız yoksa Bursa batı garajından hareket eden otobüslerle buraya rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Aslında Gölyazı, Uluabat kıyısındaki tek kasaba değil ama fotoğrafçı ve gezginlerin en uğrak mekanı burası. Ancak diğer insanları yabancı olduğu bir yer. Bir yandan adına şiirler yazılabilecek kadar güzel olan burayı herkes görmeli diye düşünüyorum ama diğer yandan da Gölyazı’nın o eşsiz tabiatına zarar gelir korkusuyla buranın henüz keşfedilmemiş olmasının iyi bir şey olduğunu düşünmeden edemiyorum.

Gölyazı’nın fotoğrafçılar için mükemmel bir yer olduğundan bahsetmiştim. Burada fotoğrafını çekmeye değecek çok fazla şey var, her şeyi çekmek istiyorsunuz. Olağanüstü bir yer.
Fotoğraf aşkıyla bir o yana bir bu yana koşturup yorulduktan sonra köy meydanındaki kahvede oturup bir şeyler içerken yorgunluğunuzu atabilirsiniz. Ama emin olun dinlenirken bile aklınızdan acaba daha başka nasıl fotoğraflar çekebilirim sorusu geçecektir. Arka tarafta ağaçların, rengarenk evlerin camlarındaki yansıması ve muhteşem manzarasıyla Uluabat Gölü…


Burada hiç kimse sizi rahatsız edecek hareketlerde bulunmuyor. Rahatça fotoğraflarınızı çekebiliyorsunuz. Yanınızdan geçen biri size garip garip bakmıyor. Yani kasaba halkı fotoğrafçılara alışmış durumda. Sizi hiç yadırgamıyorlar. Bu noktada aklıma Bursa’da lunaparkta yaşadığım bir olay geldi. Güzel bir Bursa akşamında gece çekimleri yapmak için lunaparka gitmiştim ve dönme dolabı çekiyordum. Derken yanıma iki üniversite çağındaki genç geldi ve bana; “pardon siz yurtdışından mı geldiniz acaba?” “İlk kez mi dönme dolap görüyorsunuz neden fotoğrafını çekiyorsunuz?!” Dedi. Dönme dolabın sadece ülkemizde olduğunu sanan ve kendince eğlenen gençlere buradan selamlarımı iletiyorum.
Bu enteresan anımdan sonra Gölyazı sakinlerinin önemini anlamışsınızdır umarım. Ayrıca burada insanlar oldukça mutlu görünüyor. Bunu her hallerinden anlayabiliyorsunuz. Bir süre hayallere daldım ve kendimi Gölyazı halkından biri gibi hissettim. Evinizin önünde muhteşem görüntüsüyle Uluabat Gölü, günbatımındaki renk cümbüşü ve balıkçıların siluetleri. Gerçekten de burada yaşayıp mutlu olmamak mümkün değil.


Son olarak benim gibi metropolsüz bir yaşam düşünemeyen biri bile Gölyazı’yı gördüğü anda buraya yerleşmeliyim diye düşündüğüne göre burada gerçekten bir büyü var demektir.
Yazı ve fotoğraflar: Kaan Köse
You may also like
-
10 May
Endonezya’nın En Çekici Adası; Bali!!!
GeziDünya’da bir yer gösterin ki tek başına seyehat edebileceğiniz ve bir dakikasından bile sıkılmayacağınız bir ...
-
-
-